Otomotiv sektörü savunma sanayi ve bağlı sektörlerden sonra dünyanın en organize sektörü. Organize olmak zorunda çünkü üretilen her parça bir bütünün parçası olmak, bütünle uyumlu olmak zorunda. En iyiyi arama bilinci 1930’lardan 1980’lere kadar araçları çok sağlam ve uzun ömürlü yaparken, 80’ler maliyet baskısını, 90’lı yıllar kalite baskısını, 2000’li yıllar ise kalite, güvenlik ve maliyet baskısını bir arada sektörün önüne gelişim maddeleri olarak koydu. Bu baskıların üzerine küresel rekabet, üretim fazlası sorunlarını da eklemek gerekli.
Otomotiv yan sanayimiz en organize sektörlerden biri olarak bilgiyi yönetmek durumunda olduğunun uzun süredir farkında.
Bilgiyi yönetmek demek kağıt formlara işlemek ve istenildiğinde ulaşmaktan ziyade, dijital bilgiyi karar vermeye yardımcı olmak üzere işlemek demek.
Tüm otomotive sektörü gelecekte gerçekleştireceği projeler hakkında teklifler, ön görüler, analizler gerçekleştirmek durumunda.
Tüm bunlar gerçekleşme olasılığı olan parametreler. Her bir parametre titizlikle ele alınıp veri mühendisliği ile gözden geçirilip doğru karar verilmek zorunda. Doğru karar: “gelecek 3 yıl içinde hangi projede hangi parçaları, nasıl üreteceğiz.” sorusunda gizli.
Bu analizler için hemen hemen tüm işletmeler EXCEL gibi esnek tablolama araçlarına, ACCESS gibi veri yapısını çok çabul değiştirebilecekleri, kendi kontrollerinde olan veri yönetim araçlarını kullanıyorlar.
Bunu yanında hepimizin bildiği gibi ERP sistemleri büyük kurumsal kimliklerin bilgilerini yönetebilmeleri için çözümler sunuyor. Büyük kurumsal kimlik diyoruz çünkü bir KOBİ’ nin gerçek bir ERP projesi yürütecek kaynağı olduğunu söylemek zor.
ERP projelerinin nihai hedefi tüm kullanıcıların sisteme dahil edilmesi, sistemde EXCEL , ACCESS gibi dıştan çözümlerin hiç bulunmaması.
Bu hedef teoride doğru kabul edilir olmakla birlikte içinde çeşitli sorunlar barındırıyor. Öncelikle yürütülen ERP projesinin işletmenin tüm süreçlerini kapsayabilmesi oldukça uzun bir zaman alıyor. Bu zaman beklense bile hızla değişebilen işletme süreçleri karşısında ERP istenilen hızlı değişim tepkisini veremiyor.
İkinci sorun ise ERP sistemlerine olasılıkların çok fazla yönetilememesi.
Evet; makine kapasitelerini, sağlıklı bir sipariş alt yapısını, sağlıklı bir üretim yönetimi alt yapısını barındıran bir ERP’nin çalıştığı bir işletmede planlamanın ACCESS yada EXCEL ile yapılmaya çalışılması büyük bir hata olur. Ama daha gerçekleşmemiş, olasılık halinde olan , diğer veriler ile karşılaştırılması gereken tüm bilgi gruplarının da ERP sisteminde kendine yer bulması oldukça zordur.
Özetle ERP sistemleri gerçekleşmeye başlamış verilerin biriktirilmesi, analiz edilmesi, geçmişin istatistiki olarak raporlanması bakımından önemlidir.
Ancak ERP üzerinde izlenemeyen, olasılık halinde bulunan tüm veriler için esnek araçlar ve kullanıcılar gereklidir.
Otomotiv işletmelerimizin esnekliği çok çabuk tepki verebilmelerinden geçer. Bunun için karar süreçlerini esnek biçimde izleyebilecekleri sistemlere ihtiyaçları vardır.
Çünkü her otomotiv yan sanayi işletmesinin birçok müşterisi ve o müşterilerin birçok beklentisi vardır.
Bir sac parçanın sözleşmesinde parçanın 5 operasyonla üretildiği , 5 ayrı kalıbı bulunduğu , basıldığı preslerin amortisman paylarının , firma dakika ücretlerinin neler olacağı yazılı olabilir.
Firma fiyatını bu parametrelere göre belirleyebilir.
Ancak hepimiz biliyoruz ki sözleşmede yazan ile gerçek çoğu zaman aynı değildir. 5 operasyonu daha sonra 3’e düşürmüş , kalıplarını birleştirmiş ve verimlilik sağlamış olabiliriz. Bastığımız preslerin amortismanları çoktan tükenmiş olabilir.
Böyle bir durumda acaba ERP sistemine hangi parametreyi girmekteyiz.?
Önemli olan gerçekte ne kadar kar ettiğimizdir.